18 Ocak 2010 Pazartesi

Yeni doğan ay!


Bugün 18 Ocak.
Doğum günüm. Hızla zamanın geçmesi, anlam veremeden ben...

Gülümsüyorum ilk saatlerinde odamda yerde oturmuşum, sıkılmayı bıraktım, ummayı bıraktım. Sadece güzellikler düşünüyorum, güzel insanlarla hayalleri paylaşıyorum; hayallerde diyorum, esas varoluşum.

Sahil kasabalarında, güneşli havalarda, mor mumlarda, çilek kokularında, vanilyalı tütsü dumanında, şiirlerin son kelimelerinde, Fransızca'da, Latince'de, İstanbul'da, Budapeşte'de, mis kokan tenlerde, güzel kadınlarda, mavi gözlerde, kendimi kaybettiğim gecelerde, müziğin içinde, keman sesinde, piyano sesinde, akordeon sesinde, fotoğraf karelerinde, "kimsin?" sorularında, "neden ben?" sorularında, gerçek ötesinde, toprak kokusunda, şifreli konuşmalarda, yapayalnız uzaklarda gezmelerde,zifiri karanlık gecelerde, hayali arkadaşlarımda, kalp kırıklıklarımda, korkularımda,sıcak çikolatada, fransız filmlerinde, şarap ve dansta,"var mı bana söylemek istediğin bir şey?"lerde, aklımı kurcalayan "varolma" sorularında varolmuşum.

"İnsanlar ikiye ayrılır: Ayça Alaylı'yı tanıyanlar ve Ayça Alaylı'yı tanımayanlar. İkinci grubun durumu vahimdir, dünyaları farkında olmasalar da bir nevi renksizdir. Üzülürüm hallerine, bir gün yollarının kesişmeleri en büyük temennimdir kendilerine. İlk grup ise şanslıdır çünkü O hep yanlarındadır. Bir sözü bir gülüşü... yeter, anlatılmaz yaşanır. O yüzden ki ilk grup iyi bilir 18 Ocak'ın önemini. Ben de bilirim, ve hiç çekinmeden de haykırırım yüzüne: İyi doğdun Çaçam ve ben iyi ki ilk gruptayım!" demiş Pelin, hayatıma yön veren, bir dokunuşu ile ışığı gösterebilen nadir insanlardan biri.Bunun nasıl huzur verdiğini ve beni hiçlikten çıkarıp varlığa bağladığını yazabilmek isterdim.

Dağılıyorum evrene.

Bu yazıyı yayınladıktan sonra diğer ikizim ( yani üçüzüm mü demek lazım bilemedim) benim kalbimi heyecanladıran bir yazı yazmış.

Hayatıma yön veren, beni kendime tanıtan, yüzleştiren ve hayatı yaşanır kılan insanlar. Sizi seviyorum!!!

"ne kadar zor bir gun gecirdim anlatamam. Calismak cabalamak, ayakta durmak, gun gecsin diye beklemek. ama pes etmemek.. Nedense bir guc beni ayakta tutuyordu, Çaça'nin dogum gunu... Canim benim, hayatimda hic kimseyi kendime bu kadar yakin hissetmedim, kendi yanimda yokken bile. Hazirlikta baslayan arkadasligimiz, biz ilk senligimizde beraberdik ya ayca, hafif sarhos beni arayip beraber takilalim bugun dedigini hic unutmam. Su laf cok hosuma gider, bizim tanismamiz da boyle sanirim:
"Friendship is born at that moment when one person says to another: "What! You, too? Thought I was the only one."

You're not the only one, and i'm not the only one. Benim gibi hisseden bir insanin varligi...

Senin benim icin ne kadar cok onemli oldugunu, benim icin ne ifade ettigini soyleyebilmem icin gereken kelimeler daha yaratilmadi Ayçam.

je t'aime, iyiki varsin
xxx
Selin

Gülümsüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder