11 Ocak 2010 Pazartesi

Geçmişten etki...


Yazmaya başlamadan önce bir iki dakika düşündüm. Beni en çok hangi şehir etkilemişti ve neler yazmıştım adına diye. Cevabın gelişi uzun sürmedi: Budapeşte. Şehre girerken sisler içinden göz kırpan hüzünlü bir yüz gibiydi kendisi. Sıcak sular, buharlar ve dolunay...
Hayatımda garip zaman geçişlerinin yaşandığını düşünüyorum orada iken. Gecenin bir yarısı, eski püskü bir trende, bir arkadaşın davetinden dönerken Budapeşte'ye, camdan dışarı bakışımı ve kendimden son derece uzaklaşmış olduğumu hatırlıyorum. Kilometrelerce uzakta, gece vakti ve yanlız. Tanımadığı bir sürü insanın içine gidiyorken gelen düşüncelerle geçen yolculuk.

Bambaşka yerlerin, farklı bakan insanlarıyla elele, sarmaş dolaş olduğum günlerdi. Yoğun ve çabuktu çoğu şey, sıkıştırılmıştı. Ama derinlik buradan geliyordu işte. Suyun yüzüne uzanıp gökyüzüne baktığımda, gülüşmeler duyarken, burnumun ucu buz kesmişken, dolunaya bakıp hayal kurarken,o gece aklımda en belirgin olan şey: Varolmaktı. Tüm zıtlıkları ile birlikte...

Eve dönerken yazarken buldum kendimi:

Gezip gördüğüm topraklarla
Buluşmak yeniden,
Sayfalarda...

Ben bir İstanbul'da aşık olurmuşum
meğer.
Bir de Budapeşte'de.

Ayça.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder