Büyümeyi reddediyorum.
Hep çocuğum anne ben. Senin dediğin gibi, evet öyleyim gerçekten...
Büyümek için fazla hızlı zaman. Ama çocukça hayranlıklar yaşamak için çok güzel olabilir hayat.
Bunu ben seçmedim, böyleyim zaten.
Herkese ondan bu kadar saf görünüyorum, elimdeki şekeri almak pek kolay oluyor. Ağlasam da bir sonraki saate unutuyorum. Ne kin tutuyorum, ne de öfke içimde. Ondan işte, büyümüyorum.
İki top dondurma benim mutluluğum. İki yudum meyve suyu...
Ondan her istediğim yerde attığım kahkahalar... Utanmıyorum. Hangi çocuk gülmekten utanır?
Bisiklete binmekten hala deliler gibi zevk alıyorum, yüzüme vuran rüzgar ve bacaklarıma bulaşmış yağlar olmadan bir manası yok yaz tatilinin. Ellerim buruşmadan sudan çıkmanın da...Salıncakta saatler geçirmeden eve dönmenin de...
Çocuk gibiyim işte, sevdiğim zaman hep istiyorum. Hep istiyorum sanki hep var olacakmışız gibi. Hemencecik inanıveriyorum.
Büyümüyorum işte bana ne! Sizin sıkıcılaşan dünyanıza ihtiyacım yok. Benden kumdan kalelerde, hayal kahramanlarımla ve hayali arkadaşlarımla çok daha iyi anlaşıyorum. Renklerimi solduramazsınız.
Evet tırnaklarımda parça parça kalmış ojelerle gezmeyi seviyorum. Saçımda biçim biçim tokalarla... Delilik? Ne derseniz deyin...
Çizgi film izlemek için sabah erken kalkıyorum hala. Bazen örümcek adam olurum bazen X-men karakteri. Hobbit olurum yeri gelir, büyü yaparım başka zaman. Hava da bükerim su da... Delilik?
Aşık olduğumda, hep oyunlar oynamak istiyorum birlikte. Çocuk cesareti ile, çok bilmişlik yapa yapa yollara düşmek istiyorum elinden tutup. Cebimdeki şekerleri paylaşmak istiyorum.
Ağlamak istiyorum ulu orta. Utanmıyorum. Çocuklar ağlamaktan utanmaz.
Şarkı söylüyorum yollarda ben. Dans ediyorum. Gülümsüyorum kendi kendime. Garip mi?
Ben daha çocuğum.
Reddediyorum büyümeyi.
Ne derseniz deyin...
Ayça.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder